Şeker Tehlikesi!
Şeker, vücudumuzu, demir paslanır gibi paslandırıyor, eskitiyor; çocuklarımızın hücrelerini 12 yaşında yaşlandırıyor. Şekeri, gıda sanayisinden söküp atmak zor ama, işe evlerimize sokmamakla başlayabiliriz.
British Medical Journal’da yayınlanan bir makalede “Şeker tütün kadar tehlikeli, zarar verici ve bağımlılık yapıcı olduğu için uyuşturucu sınıfına sokulmalıdır” diyor. Fazla şeker tüketmek kan şekerini çok çabuk artırıyor ve pankreas aşırı insülin salgılıyor. Buna “metabolik sendrom” deniyor. İnsülin, şekeri regüle ettikten sonra fazlasını yağ olarak depoluyor. Kan şekerindeki ani düşüş ise sürekli acıkma hissine ve yemeye yol açıyor. Diş çürümesi, obezite, diyabet, kalp, dolaşım hastalıkları, kanser, astım gibi bir çok hastalığın nedeni. Kan dolaşımıyla vücudun her tarafına taşınan şeker özellikle de göbek, kalçalar, göğüsler ve bacağın üst kısmında toplanıyor. Çocuk yaşta bu bölgeler de dolduğunda, yağ asitleri kalp ve böbrek gibi aktif organlara dağılıyor. Bu organlar gittikçe yavaşlıyor ve sonuçta dokuları bozularak yağa dönüşüyor. Çocukların bağışıklık sistemi zayıflıyor. Bu nedenle çocuklarımız kolayca hasta oluyor.
Günde Bir Tatlı Kaşığı Bal
Uzmanlar çocukların şeker ihtiyaçlarını günde bir tatlı kaşığından fazla olmamak kaydıyla bal ve meyvelerden almalarını öneriyor. Çocuklar sabah 2 çay kaşığı bal yediyse de günlük meyve hakkından üçte bir oranında düşmemiz gerekiyor. Elma, portakal, şeftali, armut gibi orta şekerli meyvelerden 300 gram yeme hakkı olduğuna göre, bunu üçte bir oranında düşürmemiz gerekiyor. Yani geriye 200 gram meyve hakkı kalıyor. Bu hak da iri bir şeftali, iki küçük elma kadardır. Çok şekerli meyvelerden ise orta boy bir muz ya da bir küçük salkım üzüm. İncir, muz ve üzüm gibi çok şekerli meyvelerden ise günde en fazla 200 gram yiyebiliriz. Yani yaklaşık olarak 3-4 incir, bir muz gibi...