Cinayetlerine 1997 yılında amcası Celal Kaya’yı öldürerek başladı. Bu cinayet sebebiyle 5 yıl hapis cezası alan katil, cezası bitince annesine tecavüz eden Zeynel Abidin Gümüş’ü gözünü bile kırpmadan öldürdü. Bu cinayet sonrası akli dengesi bozuk raporu aldı ve akıl hastanesine kaldırıldı. 1999 senesinde hastaneden çıkarıldı çünkü kapalı yerde duramaz raporu almıştı. Bu aşamadan sonra artık onu kimse durduramadı. Alanya’ya giderek 5 kişi daha öldürdü. Bu cinayetlerin ardından adı çıkmıştı, ona Bebek Yüzlü Katil adını takmışlardı. Sonrasında tekrar akıl hastanesine kaldırıldı ve kişilik bozukluğu teşhisi konuldu. Hastanede bir cinayet daha işledi. Ayhan Kartal’ı bıçaklayarak öldürmüştü. Son cinayetinden sonra Şanlıurfa yarı açık cezaevine kaldırıldı ve bir yıl sonra firar etti. Ardından 2004 yılında Alanya’da yakalandı.
Ülke genelinde Çivici Katil olarak nam salan Süleyman Aktaş, yakalandıktan sonra polise verdiği ifadeyle herkesi şok etmişti. “Çivi görünce dayanamıyorum, insanların kafalarına çakmak istiyordum hep…” diyen Aktaş, Elektrik Kurumu’nda hat işçiliği yaparken 31 bin 500 volt elektrik akımına kapılıp ağır yaralanan Aktaş, bu olaydan sonra Antalya’da Nuri Keskin adındaki Baş komiseri öldürdü ve tutuklandı. Mahkeme akli dengesinin yerinde olmadığına karar verdi ve Süleyman Aktaş'ı Manisa ruh ve sinir hastalıkları hastanesine gönderdi.
Yaşlı insanları öldürüyorsam da bunlar zaten zamanlarını doldurmuşlar. Onlar bizim yerimize fazladan yaşıyorlar. Belki de bizim kısmetimizi yiyorlar. Hem kendimi tatmin ediyordum hem de onları öldürerek toplumu rahatlatıyordum.
Artvin Canavarı ya da Baltalı Katil olarak bilinen Adnan Çolak, işlediği 11 cinayeti bu sözlerle açıklamıştı. 1992-95 yılları arasında Artvin ve ilçelerinde yaşları 68 ile 95 arasında değişen yaşlıları kurban seçen Çolak, öldürdüğü 6 kadına da tecavüz ederek ne kadar karanlık bir ruha sahip olduğunu göstermişti.
Yakalandıktan sonra Adnan Çolak’ın yargılanması beş yıl sürdü. Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 25 yaşında cinayet işlemeye başlayan Adnan Çolak'ı 112 yıl ağır hapis cezasına çarptırdı.
İlk cinayetini 22 yaşındayken kardeşini boğarak gerçekleştirdi. Sonrasında 1998-2000 yılları arasında Kayseri’de 6 kişiyi daha öldürdü. Tutuklandığında ise İstanbul’un ilk seri katili Seyit Ahmet Demirci ile iddia girdiğini ve bu yüzden insan öldürmeye başladığını iddia etti. Verdiği ifadede “Bu iddiayı ben kazandım. Zaten avcıyım. Kurbanlarım av, avların üzerinden çıkan para ve eşyalar da av ganimeti…” sözleri de yer alıyordu.
1998 yılında İstanbul’da üç mobilyacıyı dükkanlarının bodrum katında kafalarına kurşun sıkarak öldürdü. Geçmişte yaşadığı bir travma sebebiyle sadece mobilyacıları kurban olarak seçtiği düşünülüyor.
Çocukluğu Fatsa’da geçen Demirci, en yakın arkadaşı ile birlikte küçük bir mobilyacı dükkanının bodrum katında saldırıya uğramış ve kaçmayı başarmış. Ancak saldırıyı gerçekleştiren yaşlı mobilyacı, en yakın arkadaşına tecavüz etmişti. Ve Seyit Ahmet Demirci bunu izlemek zorunda kalmıştı. İki yakın arkadaş kendi aralarında bu konuyu bir daha hiç konuşmadılar. Ta ki üniversitede okuyan arkadaşının intihar haberi gelene kadar... Arkadaşının neden intihar ettiğini bir tek o biliyordu ve bu yükü kaldıramayarak arkadaşının intikamını almak için tüm mobilyacıları öldürmeye başladı.
Kayıtlarda yer alan bilgilere göre 18 ancak görgü tanıklarının söylediklerine ve tahminlere göre 43 kişiyi öldüren Tornavidalı Katil, akli dengesi yerinde değil raporu almak için çok uğraşmış ancak son aldığı raporda akli dengesi yerinde denilmiş. Türkiye’nin en acımasız katillerinden biri olan Yapıcıoğlu, yakalandıktan sonra 50+24 yıl hapis cezasına çarptırılmış.
Ardında küçük bir ipucu bile bırakmadan art arda insanları öldüren ve seri katil olarak tanımlanan katilin ilk kurbanı bir inşaatın gece bekçisi olan Hasan Kaya idi. Kafasına demir bir çubukla vurulmuş ve kafası paramparça olmuştu. Ardında ise hiçbir ipucu bulunamamıştı…
Bir sonraki kurban bir aydan beri kayıp olan 20 yaşındaki Veli Özel'di. Kuştepe'de oturan Veli Özel, Dolapdere'de bir düğme atölyesinde işçi olarak çalışıyordu. 7 Eylül sabahı evinde çıkmış ve bir daha kendisinden haber alınamamıştı.
Kasımpaşa Canavarı son kez, 4 Kasım günü ortaya çıktı. Sabaha karşı saat üçte Piyalepaşa'da lastiğini değiştirmekle uğraşan taksi şoförü Zekeriya Galipçi arkasını dönünce elindeki demir çubuğu havaya kaldırmış bir adamla karşı karşıya kaldı. Saldırganın ilk darbesini atlatan şoför "Elimdeki projektörü gözlerine tuttum. Mavi gözlerinde kelimelerle anlatılamayacak pırıltılar vardı. 'Yapma' diye haykırabildim..."diye anlatıyordu yaşadığını.
Kasımpaşa Canavarı karanlığa karıştı ve sonrasında onu gören kimse olmadı. Ancak Kasımpaşa Canavarı ününü 80'li yıllara kadar korudu. Türkiye'nin bu meçhul kalan ilk seri katili filmlere, kitaplara ilham verdi ama asla onu bulamadı.